Amsterdam’a geldiyseniz ve vaktiniz varsa mutlaka görülmesi gereken bir yer Volendam. Amsterdam’a 23 km uzaklıkta. Hollanda’nın kitaplarda anlatılan yüzü Volendam’ın sokaklarında gizli. Sakin sokakları ve birbirinden güzel çiftlik evleriyle şahane bir balıkçı kasabası. Çiftlik evleri, Türkiye’deki gibi değil, etrafı kanallarla çevrili villalardan oluşuyor. Volendam’da olmaya, göz alabildiğince uzanan yemyeşil arazilerdeki atlara, ineklere bakmaya doyamadık.
Geleneksel kıyafetleri, peynirleri, tahta ayakkabıları ve birbirinden güzel evleri kısacası Hollanda’ya ait bütün özgü şeyleri burada bulabilirsiniz.
Hollanda hem yeşil hem de sulak bir ülke. Volendam’a doğru gelirken gözümüz yeşile doydu doğrusu. Hatta limana doğru yürürken içinde ot biten terk edilmiş tekne bile dikkatimizi çekti 🙂
Volendam’a özgü fish&cips’i denemelisiniz. Balığı gerçekten çok lezzetli. Volendam’ı sabahın erken saatlerinde gezdik, ona rağmen balık vardı, denemeden gitseydik içimde kalırdı. Sabah sabah balık yemişliğimizde oldu 🙂
Sabahın erken saatlerinde gezmenin avantajını kullanarak, sokaklarında rahatça fotoğraf çekebildik. Hediyelik eşya konusunu Volendam’a bırakmalısınız. Hem çeşit fazla hem de fiyat açısından biraz daha uygun diğer yerlere göre.
Peynirlerin tadına doyum olamayacağı bir müze mevcut. İçeri girip küçük küçük kesilmiş birbirinden farklı birçok çeşit peynirin tadına bakarken kaybolabilirsiniz.
Kendine özgü evlerin arasında gezerken, evlerin önündeki direkler dikkatimizi çekti. Balkonları olmayınca çamaşır asma yöntemleri bizimkinden biraz farklı.
Volendam’dan sonra Zaanse Schans’ı gezmeye geçiyoruz. Hollanda’nın eski yel değirmenlerini görmeden gitmek olmaz dedik.
Gezentilikle kalın.
