Brugge, tam bir ortaçağ kasabası. Arnavut kaldırımı sokakları, kanalları ve ortaçağdan kalma yapıları gezilmeye değer. Havası sert biraz, yaz akşamları bile serin. Akşam 19’dan sonra sokaklarda birilerini göremeyebilirsiniz. Şehrin turist kalabalığını isterseniz sabah ve öğle saatlerinde gezmelisiniz. Eğer akşama kalırsanız restaurant, dükkanlar erken saatlerde kapanıyor.
Grote Markt Meydanı’na doğru giderken karşımıza Sint Jacobskerk Kilisesi çıkıyor.
Grote Markt Meydanı: Brugge’ün en ünlü meydanıdır. Şehrin kalbi burdadır. Meydanda Belfort Saat Kulesi, restaurantlar, İl Mahkeme Binası (Provinciaal Hof) bulunmaktadır. Bu meydandaki restorantların fiyatı oldukça pahalı. O yüzden ara sokaklardaki restaurantlara bakabilirsiniz. Şehri at arabalarıyla gezmek isterseniz bu meydanda bekleyen at arabalarını görürsünüz.
Belfort Saat Kulesi: Markt Meydanı’nda yer alır. 83 metre yüksekliğindeki bu kuleye 366 adımla çıkıp şehri fotoğraflayabilirsiniz. Kuleye çıkmak için eğer 25 yaşından büyükseniz 8€, 25 yaşından küçükseniz 6€ ödüyorsunuz. 5 yaşa kadar olan çocuklar ise ücretsiz.
Sint Salvators Katedrali: 9.yüzyılda şapel inşaatıyla başlanan yapıya geçen seneler boyunca eklemeler olmuş, son olarak 1839 yılında kule yapılmıştır.
Bizim Leydi Kilisesi: Hemen hemen her yerden gözüken 122,3 metrelik kulesiyle dikkat çeker. Dünyanın tuğladan yapılmış en uzun 2. kulesidir. Kilise’de Michelangelo’nun Madonna ve çocuk heykeli bulunmaktadır.
Bizim Leydi Kilisesi’ni biraz geçince tekne turu yapabileceğiniz tur firması var. Brugge’ü daha iyi gezebilmek ve göremediğiniz yerleri görmek adına kesinlikle tekne turunu öneriyorum. Fiyatı 8€. Brugge’ün çeşitli yerlerinde toplam 5 tane tur firması var. Yarım saatlik tekne turunun sonunda bu ortaçağ kentine büyülenmiş olarak ineceksiniz.
Bebekle binsek tehlikeli olur mu acaba diye düşünürken kendimi Atlas’la tekne de buldum:)
Turla beraber şehirde ortaçağdan kalma eski evlerin ne kadar çok olduğunu ve günümüze kadar muntazam bir şekilde korunduğunu gördük. Ayrıca şehirde bira fabrikası ve müzesi var, tekneyle yanından geçtik.
Gezimiz sırasında Türkiye Cumhuriyeti Fahri Konsolosluk binasını da gördük.
St. John Hastanesi – Modern Sanat Merkezi (Centre of modern Art – Site Oud Sint-Jan): 800 yıllık geçmişi olan bina başta hastane olarak kullanılmış, daha sonra sanat merkezi haline dönüştürülmüştür. Bizim Leydi Kilisesi’nin karşısındadır.
Belçika’ya geldiyseniz ufak bir boşlukta bile kendinizi çikolata dükkanlarında bulabilirsiniz. Bu dükkanlar görüntüsüyle sizi içeri çeker. 🙂
Brugge’den ayrılıp, Brüksel’e doğru yola çıkıyoruz.
Gezentilikle kalın.