Brüksel’de Gezilecek Yerler
Belçika’nın başkenti Brüksel’i iki günde rahat rahat gezebilirsiniz. Biz bebekle bir buçuk günde gezdik. Gezmeye şehrin sembollerinden biri olan “İşeyen Çocuk Heykeli“nden başladık. Ayrıca Brüksel’in şehir trafiğini azaltmak için tüneller yapmışlar.
Manneken Pis – İşeyen Çocuk Heykeli: Geleneksel bir kutlama gününe denk geldik ve Manneken Pis’i çıplak olarak değil, geleneksel bir kıyafetle bulduk. 1618 yılında yapılan ve 61 cm boyundaki heykelin bine yakın kostümü var.
Manneken Pis Heykeli’nin orada birçok çikolata dükkanı görürsünüz. Vitrinlerine bile bakmaya doyum olmuyor 🙂 Heykel, Grand Place’a yakın. İşeyen Çocuk Heykeli’nden Grand Place’a giderken Dantel ve Kostüm Müzesi‘ne uğradık. Çikolata dükkanları haricinde birkaç tane dantel dükkanını gezdik. Belçika’nın çikolataları, dantelleri, patates ve birası meşhur. Her şehrinde bu 4 temayı rahatlıkla görebilirsiniz.
Dantel ve Kostüm Müzesi 1977 yılında açılmış ve giriş ücreti yetişkinler için 4€, öğrenciler için 3€.
Grand Place – Grote Markt: Brüksel’in en ünlü ve hareketli meydanıdır. Birçok kafe, restaurant ve bar var. Meydana gittiğimizde konser için sahne kurulumu vardı, fotoğraf çekme açısından çok verimli olmadı maalesef. Meydanda göze çarpan Belediye Sarayı olarak kullanılan Hotel de Ville binası var. Bu bina 13.yüzyılda gotik tarzda inşa edilmiş. Kulesinin yüksekliği 96 metredir.
La Bourse – Borsa Binası: 1801 yılında kurulan Borsa binasıdır. Borsa binasının orada St. Nicholas Kilisesi var. Bu kilise günümüzden neredeyse 1000 yıl kadar eski, Fransızlarla yapılan savaşta hasar görmüş, restorasyonu yapılmış gotik bir kilisedir.
Brüksel’de dolaşırken her yerde waffle, çikolata, patates görürsünüz. İnanılmaz lezzetli tatlar.
Rue Neuve: Brüksel’in taşıt girmeyen 500 metrelik alışveriş sokağıdır. Birçok ünlü mağazaları ve bu mağazaların önünde sıraya girmiş birçok insanı görebilirsiniz.
Rue Neuve’nin – botanik parka doğru giderken- sonunda Notre Dame du Finistere Kilisesi’ni görürsünüz. 15.yüzyılda yapılmış kiliseye ücret ödemeden girip gezebilirsiniz.
Botanik Bahçesi: 1884 yılında inşa edilmiş Brüksel’in botanik bahçeleridir. Bahçenin bir kısmı kültürel etkinliklerde kullanılıyor.
Congress Column – Kongre Sütunu: 1850 yılında yapımına başlanıp, 9 sene içinde tamamlanmıştır. 1859 yılında Kral I.Leopold tarafından açılmıştır. Ulusal Belçika Anıtı ve Belçika’nın bağımsızlık sembolüdür. 47 metre yüksekliğindeki sütunun tepesinde Kral I.Leopold’ın heykeli vardır.
Aziz Michael ve Aziz Gudula Katedrali: 12.yüzyıldan kalma kilise olan yapıya 1962 yılında katedral statüsü verilmiştir. Gotik yapı hakimdir. Katedralin pencerelerindeki vitraylar görülmeye değer. Bu katedral, Brüksel’in en ünlü dini yapılarından birisidir. Kraliyet ailesinin düğün ve cenaze merasimleri burada düzenleniyor.
Mont des arts garden: 19.yüzyılın sonunda Kral II.Leopold buradaki bütün mahalleyi satın alarak, Grand Place ile Place Royal arasındaki bölgenin daha iyi bir görünüme kavuşması için bahçe yapılmasını istemiş. Tepeden baktığınızda güzelce tasarlanmış bahçeleri ve Belediye Sarayı’nın kulesini görebilirsiniz.
Müzik Enstrümanları Müzesi: 1877 yılında kurulan müzede birkaç müzik aleti varken şu anki bina 2000 yılında açıldı ve içinde 1500 enstrümanlar sergileniyor. Grand Place’a yakın yerdedir. Giriş ücretli, tam bilet 8€.
Place Royale – Kraliyet Sarayı: Kraliyet ailesine ait resmi saraydır. 1783 yılında inşaata başlanan yapı 1934 yılında tamamlanmıştır. Sarayın önünde Royal meydanı bulunmaktadır. Bu meydanda Bouillon Godfrey’in heykeli var. Bouillon Godfrey, birinci Haçlı Seferi’nin lideri. Sarayın içerisinde St.Jacques sur Coudenberg Kilise’sini görürsünüz.
Brüksel merkezde buraya kadar gördüğümüz yapılar yürüme mesafesindeydi. Son olarak görmek istediğimiz Atomium ve Mini Europe var.
Atomium: 102 metre yüksekliğindedir. Bir demir kristalin 165 milyar kez büyütülmüş halidir. Son katına asansörle çıkılıyor, restaurant var ve Brüksel panoraması çekebilirsiniz. Yapı, Brüksel’de en çok merak edilenlerin başında geliyor.
Mini Europe: Atomium’u görmeye gittiyseniz hemen yanında Mini Europe var. Avrupa bulunan 350 yapının minyatürünü sergiliyorlar. Yemek yeme işini bu bölgeye bırakabilirsiniz. Mini Europe’a giriş bahçesinde çeşitli mekanlar var. Fiyatları uygun.
Brüksel’den Paris’e geçiyoruz. Gezentilikle kalın.